31 Ekim 2015 Cumartesi

YENİ DÜNYA

Nedense yazacak bir şeyler bulamıyorum. Sürekli yazıp siliyorum. Ya kötü olmuşsa ya hoca beğenmezse diye düşünüyorum. Arkadaşlarımın bloglarını okuyup fikir üretmeye çalışıyorum. Ama yine olmuyor. Galiba yazmaktan korkuyorum , belki de düşük not almaktan. Aslında aklımda Cemil Bey ve Münire hakkında o kadar çok şey var ki . Ama bunları kağıda dökemiyorum. İyi bir başlangıç yapmış olsam bu sefer sonuna yazacak bir şey bulamıyorum ya da direk konu atlıyorum. Galiba yapamıyorum böyle şeyleri. Zaten daha önceki bloglarımı okursanız siz de benimle aynı düşüneceksiniz . Şimdi gelelim Cemil Bey'le Münire'ye . İkisinin de artık yaşamak için bir sebepleri oldu. Fatma Hanım sayesinde iletişime geçip buluşuyorlar. Ruknettin ayırsa da onları kader ayırmıyor. Zaten Ruknettin'den koca olmaz. Münire'yle evliyken başka birisinden çocuğu olacak kadar aşağılık bir adam. Aslında Münire için iyi bir şey bu. Hem Cemil Bey'le daha kolay buluşabilecek hem de Ruknettin'den kurtulabilecekti. Umarım her şey güzel olur . Kitabın sonunu heyecanla bekliyorum.


30 Ekim 2015 Cuma

ZEYREKLİ FATMA HANIM



  Şuana kadar okuduğum en güzel bölüm. İlk başta Münire için biraz  telaşlandım. O karanlık gecede hiç kimsenin bilmediği bir sırrının konak içerisinde kulağına fısıldanması biraz korkunçtu. Ben onun yerinde olsam hiç bir şey yapamazdım galiba  korkudan. Münire de çok korkmuştu. Ama Cemil Bey'in amacı 2 yıllık hasreti az da olsa bitirmekti. Anladım ki Cemil Bey de Münire'yi çok seviyor. Kavuşamamaları ne kötü.  Burada Cemil Bey'e o kadar üzüldüm ki ... O da aşkından gitgide kötüleşiyordu tıpkı Münire gibi. Elinden gelenin fazlasını yapmıştı. Ama olmuyordu . Kavuşamıyorlar. Ruknettin var arada . Keşke diyorum orada olsam da  Ruknettin'i çıkarsam  aradan bu sayede de Münire'yle Cemil Bey de kavuşsa. Galiba kavuşamamalarının tek nedeni Ruknettin değil. Olsun , sonucunda kısa süre de olsa Fatma Hanım'ın sayesinde Münire'yle Cemil Bey görüşmüştü.
  Acaba daha sonra ne olacak ? Münire ömrünün sonuna kadar dayanabilecek mi o acıya ? Cemil Bey'le tekrar buluşacaklar mı ? Bu sorulara cevap verebilmem için okumaya devam edeceğim.


29 Ekim 2015 Perşembe

NAFİ MOLLA KONAĞI

Nasıl bir konaktır bu ? Ne kadar sıkıcı bir yaşam . Allah Münire'ye sabır versin . O kocaya her gün nasıl dayanıyor ? Onun kendisine , hi hilerine nasıl sabrediyor ? Allah'tan romanı var da Ruknettin'den kısa süre de olsa uzaklaşıyor . Kitabın sonunu çok merak ediyorum . Acaba Cemil Bey ne durumda ? Bu yüzden kitabı hemen okuyacağım . Okuduğum kısımlar hakkında tekrar paylaşım yapacağım.


27 Ekim 2015 Salı

KISMET BU

  Ah Münire ah ! Çok üzülüyorum sana. İnsan başkasını severken nasıl bir başkasıyla evlenir. Evet , ben bu duyguları yaşamadım ama filmlerden izlediğim kadarıyla az da olsa tahmin edebiliyorum . Çok acı verici. Bir de orada yalnızsan konuşacak  dertleşecek kimsen olmazsa daha da kötü. Münire orada yalnız . Ne yapacak orada ? Sevmediği biriyle her gün nasıl aynı yatakta yatacak ? Tek başına,  yaşamak istemediği şeyleri nasıl yaşayacak ? Bunları düşündükçe Münire'ye çok üzülüyorum.  Kitabı okurken farkında olmadan gözyaşlarımı dökecek kadar çok üzülüyorum ve kendimi onun yerine koyuyorum . Koydukça daha da çok üzülüyorum. Az da olsa Münire'yi anlıyorum. Ve kitabın mutlu bitmesini umarak okumaya devam ediyorum. İnşallah Cemil Bey'le Münire kavuşur.
  Bu konuyla ilgili bildiğim kısa bir hikaye var ve bunu sizlerle paylaşmak isterim.
 http://www.siirkolik.net/oykuler/1689-kavusamayan-asiklar.asp 


25 Ekim 2015 Pazar

SAADET KIRINTILARI

  Buna rağmen... evet, buna rağmen, Cemil Beyle ben yine birbirimizi görmenin yolunu bulurduk. O vakit, bütün vücudumu tatlı bir ürperme kaplardı. Yüreğim, sanki göğsümü delip ona doğru uçacakmışçasına çırpınmağa başlardı.
  LAKİN, BÜTÜN BU SAADET KIRINTILARI YALNIZ YAZ MEVSİMİNİN NİMETLERİYDİ.
             

                                               -MÜNİRE


19 Ekim 2015 Pazartesi

ILK GÖNÜL ACILARI



  Ne olurdu sanki evlenmelerine izin versen ? Yazık değil mi Münire'ye ? Münire aşkından uyuyamazken sen neden böyle bir şey yaptın ? Kızının mutluluğu senin için önemli değil mi ? İşte bu sorularla Münire'nin babasına sitem ettim.
  Kısa bir bölümdü fakat ben çok fazla düşünce çıkarmıştım. Ve bu bölüm çok güzeldi .Özellikle bölüm sonunda bulunan söz çok hoşuma gitmişti :
"Bilmezler ki otuz yıl evvel evlatların , alın yazısını babalar , analar çizerdi ve buna karşı gelmek kadere meydan okumak gibi imkansız bir şeydi." Aslında bu söz tam da Münire'den bahsediyor . Belki de o yüzden bu sözü sevmişimdir.
  Son olarak Cemil Bey'in ve Münire'nin durumu bana bir şiiri hatırlattı.
 http://www.canim.net/siirler/20406-.html 


BAŞLANGIÇ

  Yakup Kadri her zamanki uslubuyle bir başlangıç yapmıştı. İlk kısım biraz sıkıcıydı fakat ondan sonraki bölümler gayet güzeldi. Yukaridaki fotoğrafta ise ilk bölümde beğendiğim küçük bir bölüm var.
  Şimdi ise " İlk Gönül Acıları " olan ikinci kısma geçtim.


17 Ekim 2015 Cumartesi

ILK BLOG

   Blog açma fikrini ilk duyduğumda saçma olduğunu düşünmüştüm . Açma amacım sadece not almaktı ve mecburen kitabı okumalıydım. Ama ben bu tarz kitapları hiç sevmezdim. Bu tarz kitapların amacının sadece insanları ağlatmak olduğunu düşünüyordum ta ki kitabı okumaya başladığım zamana kadar . Evet, düşüncelerim çok yanlışmış aslında. Şimdi ise kitabı okumadan duramıyorum. İçimde sürekli bir heyecan var. Ve içimdeki bu heyecanla ilk blogumu yayınlıyorum...